NARİN GÜRAN
Günlerdir hatta haftalardır kayıp kızımız Narin Güran kızımız ile yatıp kalkıyoruz.
Hepimizin içini dağlayan ve günlerce etkisi altında kaldığımız korkunç ve insanlık dışı sonuç ise ne bir ilk ne de bir son maalesef.
Toplumun aydınları, entelektüelleri ve medyanın görevi halkı aydınlatma, doğru çözümlere yönelik ışık tutmak ve toplumsal bilinç oluşturmak yönünde mesajlar olmalıdır.
Ancak medyanın Narin Güran olayını ele alış biçimi maalesef derinlemesine toplumun kültürel, sosyal ve ekonomik taraflarıyla irdelemek yerine tamamen kriminal bir olayı haber niteliğinde yüzeysel vermekten öteye gidemedi.
Tarafsız ve bağımsız medyanın yok olduğu bir sektörde liyakatten da eser kalmadığını televizyonlardaki uzmanların!??? yorum programlarında ibretle izliyoruz.
2002 yılında 7 ay boyunca bir bölgemizde içinde resmi görevi olanlar dahil 28 erkeğin 12 yaşındaki kızımıza taciz skandalı halen akıllarda. Ve bu kişilerin mahkeme süreci sonunda kızın rızası ile oldu gibi saçma savunmaları hatırlıyoruz. Bu olaya karışan 28 kişi mahkûm edildi mi yoksa serbest mi kaldılar bilemiyorum.
Adalet sistemimizin bu olayları önlemek adına son yıllarda kadına ve çocuğa şiddet ve taciz konularında caydırıcı olması umuduyla bir dizi arttırılmış cezalar ve kadının tek taraflı beyanını kabul eden değişiklikleri duyduk ve takip ettik. Fakat önlemeyen dehşet verici ve kan dondurucu olayları duymaya ve toplum olarak travma yaşamaya devam ediyoruz.
Bazı istatistiklerde son 10 yılda 116.000 çocuk kaçırma olaylarından bahsedilmektedir. Büyük çoğunluğu terör sebepli ve velayet dava sebepli sayılar çok yüksektir.
Tam bu satırları yazarken ekranıma yine dehşet verici, mide bulandıran insanlık dışı Tekirdağ’daki 2 yaşındaki bebeğimiz ile ilgili dayak yediği morlukları dışında tecavüze uğradığı ve hastanede entübe olduğu ve yaşam savaşı verdiği haberi düştü. Haberde;
Tekirdağ Baro Başkanı Egemen Gürcün, 2 yaşındaki bebeğe ilişkin yaptığı açıklama yer alıyordu;
“Ayrıntılı ihbarlar sayesinde çocuğumuza, bunu yapanlar ortaya çıkartılmış ve ayrıntılı tahkikat yürütülmektedir. Kati raporlar geldi. Olayın vahameti nedeniyle kurumların hızlı bir şekilde aksiyon aldılar.
Rapor son haline getirilmiş. Kati rapor dosya içerisinde mevcut. Zaten 18 yaşından küçük çocukların tutuklamaya sevk edilme sebeplerinden birisi buydu.
Maalesef ne yazık ki evladımızın cinsel istismara uğramış olduğu doktor raporu, adli tıp raporlarında kesinleşmiş durumda.”
Çocuk ve Kadına şiddet, kaçırma ve taciz olayları toplumumuzda sık görülen ve önlemeyen bir kanayan yara, toplumumuzun trajedisi olmaya devam etmektedir.
Peki bir konuyu çözmek için sebepleri ile ilgili doğru tespit yapmak gereklidir. Eğer sebepleri doğru tahlil ve analizini yapamazsanız alacağınız tedbirlerden de sonuç alamazsınız.
Kriminal suç oranlarındaki dehşet verici tablo maalesef toplumda zaman zaman basına yansıyan ancak gizlenen ve açığa çıkmayan olayları da düşünürsek gerçek korkunç boyutlara ulaşmıştır. Belki bu tür olaylar hep vardı ve teknolojinin gelişmesi ve sosyal medya sayesinde daha çok haber alabiliyoruz. Bunu bilemiyoruz ama gidişat hiç umut verici bir trend göstermemekte ve alınan tedbirlerin de yeterli olmadığını kaygı ve üzüntü ile izliyoruz.
Peki ne yapmak lazım ve toplumda ibretle şahit olduğumuz ve yaşadığımız insanlık dışı sapıklık ve vahşetin kültürel, sosyal ve ekonomik hangi sebeplere dayanmaktadır ve nasıl önleyeceğiz?
Bu konuda toplumun tüm paydaşlarının (iktidar muhalefet, sivil toplum örgütleri, üniversiteler, özel sektör yetkilileri, Medya kuruluşları, Milli Eğitim bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Belediyeler, vb) konsensüs içinde olduğu bir temel reformlar dizisi hamlesi atılmalıdır. Ve bunun için Mecliste tüm paydaşlardan oluşan bir Komisyon kurulmalıdır. Bu Komisyon Acil Eylem Planı oluşturularak gerçek hedefli çözümlere yönelik adımlar atılmalıdır.
Bu kanayan yarayı kısa vadede tamamen çözülmesi gerçekçi olamayacağı için kısa, orta ve uzun vadeli çözüm hedefleri oluşturulmalıdır.
Bu önerilerimden sonra yapılması gereken birçok başlık olduğunun bilincinde olarak en önemli olduğunu düşündüğüm 3 konuya kısaca dikkat çekmek istiyorum.
1) Eğitim
2) Toplumda kadının yeri
3) Adalet Sistemi ve cezalar
1)Kadının eğitimli olması bir toplumun gelişmesinin en temel unsurudur. Kadın çocukları yetiştirendir, eğitimli bir anne ile eğitimsiz bir annenin çocukları arasındaki olası farkı burada yazmama gerek olduğunu sanmıyorum.
Türkiye’de okuma yazma bilmeyen 2.8 milyon ve diplomasız 3 milyon kadın olduğunu biliyor muydunuz?
Biz bu teknoloji çağında halen milyonlarca kadınımıza okuma yazma öğretememişiz.
Daha fazla yoruma gerek var mı?
Özetle kadın öncelikli eğitim, eğitim ve eğitim sorunun çözümünün ilk ve en önemli adımıdır.
Bir kampanya ile yukarıda yazdığım komisyon tüm kaynakları seferber ederek birkaç yılda önemli bir mesafe alınmasını sağlayabilir.
Eğitimli kadın hem çocuklarını daha bilinçli yetiştirecek hem de meslek sahibi olarak toplumda statü sahibi olmasının önü açılacaktır. Ekonomik bağımsızlığını kazanması ve erkeğe ekonomik sebeplerle bağımlı kalması bitecektir.
Tabi ki bu hedefler okuma yazma bilmeyen oranındaki kısa vadede başarı kadar kısa olmayacaktır. Birkaç jenerasyonluk bir süreçten bahsediyorum burada. O da planlı ve programlı bir politikanın toplumun tüm paydaşlarının mutabakatıyla politik malzeme yapılmadan sahip çıkılması şartıyla.
2) Toplumda kadının yeri konusunda ise dikkatleri üzerine çekmek istediğim konu halkımızın Arap kültürüne iyice yaklaşarak kadının sessizleştirilmesi, baskı altında hissettirilmesi, adeta 2.sınıf insan muamelesi yapılarak erkek egemen bir topluma dönüşmesi sebepli görmekteyim.
Halbuki bizim kökümüz ata erkildir, erkekler savaşa gittiğinde çocukları büyüten analardır.
Hatta Asya Türk Devletlerinde Hakan’ların eşleri Hatun’lar eşleri ile devlet yönetiminde söz sahibiydiler. Ata biner, ok atar savaşlara katılırdı. Türk kadınları bilge kişilikleri, idari, siyasi ve sosyal alanlardaki üstün becerileri ve çocuklara ilk eğitimi verip yetiştiren toplumun temel direği idi. Hatun’ların çocuklarını yetiştirme terbiyesine göre erkek çocuklar da büyüdüklerinde eşleri Hatunlarına o terbiye ile davranırdı.
Özet ile çözümü dışarıda aramak yerini Atalarımızdaki örf adet ve geleneğe özetle kültüre dönmeye yönelik adımlar atmak, Ortadoğu’nun kadını ikinci sınıf insan muamelesi yapan Araplaşmadan hızlıca uzaklaşmamız lazımdır.
3) Adalet Sistemi ve cezaları
Yukarıdaki bahsettiğim gibi Devlet bu tür suçları önlemeye yönelik caydırıcı adımlar atmıştır ama görünen bu da yeterli görülmemektedir.
Daha önce belirttiğim gibi polisiye tedbirlerin yerine kalıcı eğitim ve toplumsal bilincin oluşması önemlidir. Fakat eğitim ile sonuç alınması en az iki jenerasyonluk süre gereklidir ve bu süreçte yetişkin kadınlara özellikle Anadolu’da Kadın eğitim merkezlerinin desteklenmesi ve çoğalması kadının farkındalığını daha hızlı bir süreçte arttıracaktır.
Eğitim, eğitim ve eğitim dedikten sonra,
Acil Eylem Planını toplumu oluşturan tüm paydaşların konsensüs ve tam mutabakat içinde yapılması şartının altını tekrar tekrar çizmek istiyorum. Aksi durumda bu çürümüşlük ve çöküş virüsü hızla yayılır.
Eran Tapan
Beyin Fırtınası Düşünce Kulübü
Bir yanıt bırakın